Sezonun ilk 10 haftasında yepyeni bir yapılanmaya rağmen Fenerbahçe Beko, kısa sürede yakaladığı mükemmel uyum ve verimlilik seviyesiyle sezona harika bir başlangıç yaptı… Ancak bu yapının nasıl hassas bir denge üzerine kurulduğu, hatta bazı şeylerin bir “pamuk ipine” bağlandığı, bunun da aynı dönemde 1-2 sakatlık ya da 1-2 isme tekabül ettiği figür şeklinde ortaya çıktı. Kanarya bu süreçte 1-2 sakatlık daha kaldıramadı, takımın derinliği, özellikle takımın “ana unsur” oyuncularından Bjelica, “kronik sakatlık” olarak parkeye dahi dokunamadı, Pierre de bir süre boyunca sakatlık için tedavi gördü. Bu dönemde alınan hasarın tolere edilmesi için transfer görüşmelerini konuşurken bazı gerçeklerin gözden kaçtığını, ‘sihirli bir başlangıç’ sonrasında yaşanan kayıpları hep birlikte gördük.
Gözden kaçan en önemli gerçek, Turkish Airlines Euroleague’in her takım için inişli çıkışlı uzun bir maraton olduğu ve sonunda hayatta kalanların, daha formda olanların masaya tırmanma şansı bulacağıdır. İkincisi, Fenerbahçe BEKO gibi “takım” kavramının hakim olduğu ve bireysellik zeminine oturtulmuş bu yapıda, taşlar eksik olunca tüm yapının yıkılması. Üstelik Fenerbahçe’nin yaşadığı bu süreç sadece 3-5 maç. Nedeni de onlarla birlikte üretilmeye alışılan isimlerin de ritmini yitirmesi. Dolayısıyla Fenerbahçe BEKO davası, “kişiliğin” egemen olduğu yapılarda karşılaşılan sakatlık sorunlarından farklı olarak değerlendirilmeli.
Partizan Maçı Farklıydı
Partizan maçı, diğer mağlubiyetlerden farklı olarak Fenerbahçe Beko’nun bu sefer “kararlı” başlaması ve genel savunmanın önceki maçlara göre daha güçlü olması. Ancak Wilbekin’in sakatlıktan yeni dönmüş olması, sarı lacivertlilerin hücumunu ateşlemeye yetmedi. Öyle ki Edwards’ın ve özellikle Guduric‘in “kötü” performansları aynı güne denk geldi (Guduric 12’de 1 ve Edwards 2’de 0), Tonye Jekiri’nin hızlı faul sorunu, Booker’ın savunma verimliliğinin düşük olması ve tabii ki basit hatalar ile beceriksizlik sonucu üzerine düşeni yapan Fenerbahçe, evinde kaybetmemesi gereken bir maçı mağlubiyetle tamamladı. Guduric ve Edwards’ın kötü gününde olmasına rağmen Melih, sahada sadece 4.5 dakika kalabilmiş, ayrıca Şehmus ve İsmet’in de vakit bulamaması Itoudis’in tercih sorunu olarak açığa çıkmıştı.
Fenerbahçe Henüz Bir Şey Kaybetmiş Değil
Yine de Fenerbahçe Beko Motley’nin dönüşü ve Antetokounmpo‘nun hızlı adaptasyonu ile mutlaka fabrika ayarlarına dönecek ve sezon başı sergilediği oyunu yine ortaya koyacaktır. Bu bakımdan herhangi bir endişe ve paniğe gerek yok gibi görünüyor. Belica’nın ne zaman ve hangi formda döneceği Fenerbahçe Beko takımında artık bir “gizem” olmaktan çıktığında daha net bir anlayışa sahip olabilmek mümkün olacaktır. Öte yandan sonuç veya skor ne olursa olsun maçtaki hakemlerin “yanlış” kararları ve formsuzlukları Fenerbahçe Beko başta olmak üzere iki tarafı da üzdü. Avrupa’nın 1 numaralı organizasyonuna hiç uymayan “basit” faul düdükleri, malesef maçın önüne geçti.